İLÇE TARİHİ
Eyalet 'i Rum'daki 15.asır kalelerinden bahsedilirken Tozanlı Nahiyesinde bir kale kaydı bulunmaktadır. Burasının Akarçay (Meğelli) Kasabası yaylasının üzerinde bulunan ve AKINCI KALESİ diye adlandırılan yer olması kuvvetle muhtemeldir.
Yukarıdaki kayıtlara göre Almus 'un bulunduğu mıntıka yani Tozanlı nın mevcudiyetini 1453'den öncelerine kadar götürmek mümkün olabilmekte, bundan öncelerine ait devirler hakkında kayda dayanan bilgimiz bulunmamaktadır.
Bugün ilçe hudutları dahilinde eski tarihe ışık tutacak kalıntıları bulmak zaman, zaman Merkez, Kasaba ve Köylerimizde topraktan pişmiş mezar lahitleri, küp kırıklarına rastlamak mümkün olmaktadır. Buna göre Almus ve civarının Bizans ve ondan öncesi Roma İmparatorluğu devirlerinde meskun bir alan olduğu söylenebilir.
Yerleşme alanlarının daha ziyade dere civarlarına veya tepelere dağıldığını kalıntıların buralarda bulunuşu teyit etmektedir.Almus' un Osmanlı İmparatorluğu devrinde mevcut 1772 kayıtlarına göre Tozanlı Nahiyesinden ayrı olarak GAVURNİ-KAFİRNİ adı ile anılan yer olduğu anlaşılmaktadır. Sonradan şimdiki ismini aldığı, başlangıçta köy ve nahiye iken idari taksimatta bucak merkezi olmuş 1/Mart/1954 yılında ALMUS İLÇESİ Kurulmuştur.
COĞRAFİ YAPI
Almus Orta Karadeniz Bölgesinde Tokat İline bağlı 35 Km mesafede bir ilçe olup,doğusunda Reşadiye İlçesi ve Sivas İli Hafik İlçesi,batısında Tokat İli, kuzeyinde Niksar İlçesi, güneyinde Sivas İli bulunmakta olup,Kuzey Yarım Küresinde, Enlemi:40 derece, 22 dakika, Boylamı:36 derece 55 dakikadır.Yüzölçümü 944,69 Km2 olup, 832 rakımlıdır.
Almus 'un iklimi, Karadeniz' in tesiri altında kalan sahalarla Orta Anadolu 'nun kara iklimi yanında geçiş teşkil eder. Yağış genellikle aylara dağılmıştır. Ortalama olarak yağış 54.42 mm.dir Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs aylarında maksimum dereceye yükselir. En az yağış düşen aylar Temmuz ve Ağustos' dur.
EKONOMİK YAPI
İlçenin deprem kuşağında olması ve halkın ekonomik sıkıntısı nedeni ile ilçede yapılaşma ahşap ve iki katlı olmaktadır. Son yıllarda betonarme binalar yapılmakta ise de istenilen düzeyde değildir.Ancak son yıllarda ilçemiz Merkez Belediye Başkanlığının öncülüğünde yaptırılan 1. ve 2. Etap TOKİ Konutları ilçedeki konut sıkıntısını büyük oranda çözmüştür.
İlçemizde büyük çaplı sanayi kuruluşu yoktur.İlçemizde faaliyet gösteren 2 un fabrikasında günlük işleme kapasitesi 55 ton civarındadır.
İDARİ YAPI
İlçemizde 10 Kasaba, 29 Köy mevcuttur.
RAKAMLARLA ARTOVA
Kuruluş Yılı : 1944
Rakım: 1170 m
Yüzölçümü :493 km2
İl Merkezine Uzaklığı :38 km
Toplam Nüfus :8.503
Belediye Sayısı : 1
Köy Sayısı: 28
Artova İlçesi ve Tarihçesi :
Artova; Tokat İline bağlı bir bucak iken, Mart 1921 tarihinde Sulusaray mevkii İlçe Merkezi olmak üzere Mülki taksimatta yer almıştır. 1923 yılında meydana gelen depremden büyük zarar görünce, şu anda merkez ilçeye ağlı bucak olan Çamlıbel İlçe Merkezi yapılmış olup,01 Haziran 1944 tarihinde Artova İlçe Merkezi olmuştur
Bazı tarihi kaynaklar Artova İlçesinin kuruluşunun Yavuz Sultan Selim'in Çaldıran seferine dayandırmakta-dırlar Evliya Çelebi Seyahatnamesinde '..........Şimale doğru giderek Çamlıbel dağından,Sivas Eyaleti toprağında mahsulü çok,mamur ve müzeyyen kasaba misali köylerden geçtik. Arıkova (Artova) Kasabasına geldik. Oradan da yine şimale giderek Şeyh Nusrettin Tekkesine uğradık' kaydı bulunmaktadır.
Coğrafi Yapısı :
Artova İlçesi Tokat İline 38 Km. mesafededir. Enlemi 36 derece 30 dakika, boylamı 05 dakikadır. Yüzölçümü ise 493 Km2 olup, deniz seviyesinden yüksekliği 1170 Metredir. İklimi zamanla Karadeniz iklimi karekteri gösterse de genellikle bir kara iklimi hakimdir. İlçeye bağlı 27 köy genellikle düzenli bir biçimde belirli güzergahlarda gruplaşmıştır. İlçenin kuzeyinde 4 köy, Zile yolu istikametinde 11 köy,Güneydeki grup yolu üzerinde 7 köy, Yeşilyurt yolu istikametinde ise Kunduz ve Kunduzağılı köyleriyle, Çelikli beldesi bulunmaktadır. Buna ilaveten kunduz bağlantısı üzerinde 3 köy mevcuttur. Ulaşım imkanları yeterlidir. Araziler ve nüfusun yoğunluğu çekerek ırmağı vadisi ile Sivas-Samsun demir yolu üzerindedir.
İlçemizin kuzeyinde 20 km. uzunluğunda bir kara yolu ile Sivas- Tokat kara yoluna, Güneyindeki karayoluyla da Yeşilyurt ve Sulusaray ilçesine ulaşılır. Köy Hizmetleri sorumluluğunda Zile- Artova arası 60 km uzunluğunda asfalt yolla kaplıdır. Ayrıca Aşağıgüçlü,Sağlıca köyü ve Çelikli Kasabasına ilçe merkezi asfalt yollarla bağlantısı vardır
Başçiftlik'in kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Yaklaşık 550 sene önce kurulduğu tahmin edilmektedir.Başçiftlik'in Niksar ilçesinin doğutarafında bulunan ve Ayvaz önü mevkiine yakın bir yerde kurulduğu(Bu günkü Çengelli köyü civarında ) ve bu günkü Başçiftlik'i yaylak olarak kullandıkları yönünde rivayetler vardır. Çevredeki bataklıkların , sivri sineklerin ve hastalıkların yüzünden halkın yaylak olarak kullandıkları bugünkü Başçiftlik'e göç ettikleri ve yerleşmeye karar verdikleri yönündeki bu rivayeti doğrulayan bir başka olay da Niksar'ın Ayvaz önü mevkiinde 'Başçiftlik Mezarlığı' diye anılan bir Mezarlığın yakın bir tarihe kadar var olması, Niksar'ın eski kayıtlarındaBaşçiftlikMezrası'ndanbahsedilmesidir.Evliya Çelebi de; Seyahatname'sinde Başçiftlik'le ilgili olarak ; Niksar'dan doğuya ormanları aşarak altı saatte Başçiftlik'e geldiğini,burada Sivas eyaletinin tamam olup,Erzurum Eyaletinin başladığını,eyalet sınırında Vezirin Erzurum'dan gelen büyük bir heyetin karşıladığını,207 kurban kesildiğini,buradan da Erzurum Eyaletine bağlı 150 akçelik İskefsür kazasına gittiğini ,Başçiftlik'in 200 haneli büyük bir köy olduğundan bahsetmektedir.
EKONOMİK YAPI
İlçemiz ekonomisi % 5 nispetin de halıcılığa %95 nispetinde çiftçilik ve hayvancılığa dayanmaktadır. 1971 yılında gerçekleştirilen halıcılık çalışmaları büyük bir ivme kazanarak çevreye dağılmış hatta ilçemize yakın vilayetlere ve bölgelere dağılmış büyük bir iktisadi potansiyel oluşturmuştur. İlçemizdeki halıcılığın hızı 1990 Körfez krizinden sonra gerilemiştir.İlçemizde daha önceki yıllarda ekonomi % 75 halıcılığa dayalı iken bugün % 5 seviyelerine gerilemiş, buna paralel olarak da İlçemiz ekonomisi zayıflamıştır. Önceki yıllarda ilçemiz merkez ve bağlılarında 2000 olan tezgah sayısı bugün 10 civarlarına inmiştir. Dolaysıyla halı üretimi de bitme noktasına gelmiştir.
İlçemiz halıcılığının başlaması ile birlikte geçim düzeyi çok fakir olan halk fakirlikten ve gurbet elde çalışmaktan kurtulmuş özellikle 1975-1982 yılları arasına isabet eden zaman içerisinde maddi ve sosyal yönden çok gelişme kaydetmiştir. İlçemiz merkezindeki betonarma yapılaşma bu yıllarda gerçekleşmiştir. Halkımız beyaz eşya ve televizyonla bu yıllarda tanışmıştır. Halıcılık sayesinde para kazanan halk, yavaş yavaş dışarıya açılmış ve sosyal yaşam düzeyini yükseltmiştir. Bu yükseliş ilçe merkezi olana kadar devam etmiş ve ilçe olmanın alt yapısını hazırlamıştır. Halıcılıkla ilgili olarak 1985 yılından itibaren 5 tane 'Halı Festivali' düzenlenmiştir. Başçiftlik bu festivaller sayesinde çevrede kendini tanıtmış ve Başçiftlik'in ilçe merkezine dönüşmesinde etken olmuştur. İlçemizin faaliyete geçtiği ve resmi açılışının yapıldığı 1992 Ekim ayından bu zamana kadar geçen süre içerisinde resmi kurumların açılışı sağlanmıştır. Ancak bu durum ilçemizdeki nüfus hareketinin durmasına yetmemiştir. İlçemiz özellikle son yıllarda işsizlik nedeniyle çok göç vermiştir. Bu da ilçemizi olumsuz yönde etkilemektedir.
İDARİ YAPI
İlçemiz 20 Mayıs 1990 gün 20523 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 3644 Sayılı Kanunla kurulmuş olup, ilçemiz 1 kasaba ve 6 köyden oluşmaktadır.İlçe merkezinde 6 mahalle bulunmaktadır.
İLÇE TARİHİ
Osmanlı arşivlerinde bulunan tarihi vesikalara göre, daha 18. Yüzyılın başlarından itibaren KAZA-İ ERBAA' dan söz edilmektedir. Ancak sözü edilen Kaza-i Erbaa, Sonusa, Karayaka, Taşabat ve Erek adlı dört nahiyenin meydana getirdiği bir idari yapılanmadır. Bu dört nahiyeden biri olan Erek nahiyesinin zamanla büyüyerek gelişmesi, diğer nahiyelerin yanında kendisine müstesna bir yer kazandırmıştır. Nitekim Erek nahiyesi zamanın devlet idaresinde 1872 yılında Amasya sancağına bağlı bir kaza (ilçe) olarak teşkilatlandırılmış, daha önce nahiyenin genel adı olan Erbaa adı da yeni kazanın-ilçenin adı olmuştur. Böylece 1872 yılında tesis bulunan Erbaa Kaymakamlığı, 1892 yılında Tokat'a bağlanmıştır.
COĞRAFİ YAPI
Erbaa İlçesi Orta Karadeniz bölgesinde Tokat iline bağlı olup, Kelkit ve Tozanlı çaylarının birleşerek Yeşilırmak (İris) adını aldığını yerde bereketli topraklar üzerinde kurulmuş şirin bir ilçemizdir. İlçe toprakları, kısmen Tozanlı çayı olmak üzere özellikle Kelkit Irmağı boyundaki bir ova ile bunu çevreleyen dağlık yerleri içine alan 1111 Kilometrekarelik yüzölçümüne sahiptir.
Kuzeyden Samsun'un Çarşamba ilçesi ile Ordu ilinin Akkuş ilçesi, batıdan Amasya'nın Taşova ilçesi, doğudan Tokat'ın Niksar ilçesi, güneyden Tokat merkez ve güneybatıdan Turhal ilçesi ile çevrilidir. ilçenin üzerinde bulunduğu ovanın kuzeyinde; Canik dağı içerisinde değerlendirilen Karınca dağı, güneyinde Sakarat ve Boğalı dağları, doğu ve batısında da bu dağların uzantıları yer almaktadır.
EKONOMİK YAPI
Erbaa Tokat'ın en zengin ilçelerinden biridir. İlçe Ekonomisi geniş ölçüde tarım ve sanayiye dayalıdır. Mikro Klima özelliğine sahip İlçemizde, iklimin uygunluğu dolayısıyla narenciye dışında hemen hemen tüm ürünler yetişebilmektedir.
Bunlardan başlıcaları; Hububat, Endüstri bitkileri, yem bitkileri, meyve ve sebze ürünleridir. Son yıllarda bağcılık, fındık ve kivi yetiştiriciliğinde gelişmeler olmaktadır.
Örtü altı sebze yetiştiriciliği ve kesme çiçek yetiştiriciliği ile beraber, sırık domates yetiştiriciliği önemli bir gelir kaynağı oluşturmaktadır.
Yüksek yerleşime sahip köylerimizde ise; besi hayvancılığı, süt inekçiliği ve arıcılık önemli yer tutmaktadır. Gökal Beldesi ve civar köylerde de fındık ve çilek üretimi her geçen gün artmaktadır.
Erbaa'da bulunan mevcut sanayi sektörüne dikkat edildiğinde ise tekstil, toprak ve orman sanayinin ağırlığı açıkça görülür. Önceleri istihdamda lokomotif görevini üstlenen toprak sanayi son yıllarda yerini tekstil sanayisine bırakmıştır. Erbaa 1950'den başlamak suretiyle ve bilhassa 1990'lardan itibaren sanayi alanında yaşadığı hızlı gelişim Erbaa'nın ekonomik değerleri bakımından tarımsal ekonomi ile denge sağlamış ve bu gelişim tarımsal ekonomiyi geride bırakacağı öngörülmektedir.
İDARİ YAPI
Erbaa ilçesinde; 1 Merkez, 7 Belde Belediyesi, 70 Köy ve 97 Mezra bulunmaktadır.Merkez Belediyesi 25, beldeler ise 30 mahalleden oluşmaktadır.İlçede toplam 125 köy ve mahalle bulunmaktadır.
RAKAMLARLA NİKSAR
Kuruluş Yılı :1861
Rakım:350 m
Yüzölçümü:955 km2
İl Merkezine Uzaklığı:56 km
Toplam Nüfus :64.193
Belediye Sayısı :8
Köy Sayısı:82
Niksar Canik Dağları'nın Kelkit Vadisine bakan güney eteklerinde; Çanakçı ve Maduru Dereleri ve etrafındaki tepeler üzerinde; doğu-batı doğrultusunda kurulmuştur.
Niksar güneydoğuda Başçiftlik, doğuda Reşadiye, güneyde Almus, güneybatıda Tokat merkez ilçe, kuzeybatıda Erbaa, kuzeyde ve kuzeydoğuda Ordu iline bağlı Akkuş,Korgan ve Aybastı ilçeleri ile komşudur. Yüzölçümü 955 km2' dir.
Niksar ovası kuzeyde Canik ve güneyde Sakarat dağları ile kuşatılmıştır. Kuzeyde en yüksek noktalar Gölağa Tepesi (1502 m), Keltepe (1794 m) ve Somunbaba Tepesi (1780 m)'dir. Güneyde Dönek Dağı kütlesi yer almaktadır.(1820 m)
Tektonik açıdan Türkiye'nin en aktif fay hatlarından Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde yer alması Niksar şehrinde deprem riskini hep gündemde tutmuş, kent önemli depremler yaşamış ve birçok kez yıkılmıştır. Son iki bin yıl içerisinde Niksar şehri 14 önemli deprem yaşamıştır. 1498 tarihli depreme 'Küçük Kıyamet' denilmiştir. 1688'de yaşanan depremin Niksar'da pirinç tarlalarında çalışanları dağıttığı belirtilmektedir. 1939 Erzincan ve 1942 Erbaa-Niksar depremlerinin yol açtığı büyük yıkım ise hala yöre halkının hafızalarındadır.
Niksar'da Karadeniz İklimi ile İç Anadolu karasal iklimi arasında bir geçiş iklimi görülür.
Tarım arazisi bakımından elverişli bir ovaya sahip olan ilçenin %49'u orman ve fundalıklarla, %6'sı çayır ve meralarla kaplıdır. İlçe topraklarının%32'si ekilip dikilirken%13'ü ise kullanıma elverişli değildir. Kelkit Ovası'nın genel alanı 10.371 hektardır. Bu alanın 8.000 hektarlık bölümünde tarımsal çalışmalar yoğundur. DSİ tarafından 5.900 hektarlık kısmı sulamaya uygun hale getirilmiştir.
EKONOMİK YAPI
Niksarekonomisi geniş ölçüde tarıma dayalıdır.Ekonomisinin temelini detarım ve orman ürünlerine dayalı sanayi kuruluşları teşkil etmektedir.
Niksar'da Ticaret ve Sanayi Odasına kayıtlı 592 tüccar bulunmaktadır.Kayıtlı üyelerin 262'si tüzel kişilik 330'u da gerçek kişiliktir.RAKAMLARLA PAZAR
Kuruluş Yılı :1987
Rakım:570 m
Yüzölçümü :276 km2
İl Merkezine Uzaklığı:25 km
Toplam Nüfus :13.570
Belediye Sayısı :2
Köy Sayısı:15
İLÇE TARİHİ
Antik dönemde Kazovanın ismi DAZİMON, DAZİMONTİS'dir.Yeşilırmağın adı İRİS, Pazar Adasının adı CELLARİON, Erkiletin adı ise ARCHALİS'dir.Pazar sonraları Türklerin eline geçince KAZABAD, KAZOVA, AYNA PAZARI, AYNALI PAZAR, EĞRİŞEHİR, AVNİBEY PAZARI, AYAN PAZARI gibi isimlerle de anılmıştır.1880 yılında Pazar kaza iken nahiye oldu, nahiye olmadan Kazova kazası diye tanınıyordu.
COĞRAFİ YAPI
Pazar İlçesi 40 derece 18 dakika enleminin ve 35 derece 06 dakika boylamının kesiştiği yerdedir.Tokat-Turhal karayolunundan 5 km içeride ve Tokat'tan 25 km uzaklıktadır.İlçenin yüzölçimü 276 km2 dir.İlçe merkezi 570 m rakımındadır.İlçenin kuzeyinde Turhal İlçesi,Güneyinde Artova İlçesi, Batısında Turhal ve Zile ilçeleri, Doğusunda ise Tokat ili yer almaktadır.ilçenin güneyinde Artova ilçesiyle sınırı dağlık bir bölgedir.Kuzeyi ise Yeşilırmak ve Kazova ile çevrilidir.İlçe köylerinin 6 adeti dağlık, kıraç ve ormanlık arazide, 9 adeti ise ovadadır.
EKONOMİK YAPI
İlçemizin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır.Pazar ilçesinde sanayi gelişmemiştir.Bölgemizde genelde tarıma dayalı sanayi gelişmiştir.Bunlar:
2 adet un fabrikası, 1 adet domates kurutma, 1 adet yumurta tavulçuluğu işletmesi, 1 adet mısır kurutma bulunmaktadır.Bunun yanında tarımsal alet ve makinelerin tamir ve servis ihtiyaçlarını gören küçük işletmeler bulunmaktadır.
İDARİ YAPI
İlçemizde (2) kasaba, (15) köy bulunmaktadır.İlçe merkezinden başka (2) kasaba Beledeiye teşkilatı kuruluşu mevcut olup, halen faaliyetini sürdürmektedir.İlçe merkezi (2) mahalleden (6) mahalleye ayrılmıştır.Bu mahallelerde bulunan meskenlerin çoğu ahşap ve iyi durumda değildir.İlçemizde genel olarak tüm Kamu Kurum ve Kuruluşları faaliyetlerini sürdürmekte olup, Adliye Teşkilatı 2004 yılında kapatılmıştır.
RAKAMLARLA REŞADİYE
Kuruluş Yılı :1906
Rakım :
Yüzölçümü :1162 km2
İl Merkezine Uzaklığı :90 km
Toplam Nüfus :37.729
Belediye Sayısı:14
Köy Sayısı :65
İLÇE TARİHİ
Reşadiye, 1906 yılında Sivas Valisi Reşit Akif Paşa'nın talimatı ile kurulmuştur. 1500'lü yıllardan 1900'lü yılların başına kadarki tarihi kayıtlarda, Erzurum Vilayetinin Şarki Karahisar sancağına bağlı, İskefsir nahiyesi olarak geçen Reşadiye'nin eski kuruluş merkezi bugün de tam olarak tespit edilememiştir. Reşadiyeli Prof. Dr. Ali Rıza ATASOY' un bu konuda yaptığı araştırmalara göre, eskiilçe merkezinin İskefsir kalesi denilen, Uluköy ve Keçiköy başındaki tepede Kaledüzü mevkiinde olduğu sanılmaktadır. 1664 yılında Erzurum'a bağlı iken daha sonraları Sivas Vilayetine bağlanan İskefsir, 1906 yılında bugünkü yerindeilçe olarak kurulmuş ve İskefsir olan adı, Sultan Mehmet Reşat adına ithafen Reşadiye olarak değiştirilmiştir. Cumhuriyetten sonra Tokat vilayetine bağlanmıştır.
COĞRAFİ YAPI
Reşadiye Karadeniz Bölgesinin Orta Karadeniz bölümünde yer almaktadır. İlçenin kuzeyinde Başçiftlik, Aybastı ve Gölköy, kuzeydoğusunda Mesudiye, güneyinde Almus ve Doğanşar, doğusunda Koyulhisar, batısında Niksar ilçesi ile sınırları vardır.
Reşadiye Karadeniz iklimi ile İç Anadolu ikliminin müşterek özelliklerini taşımaktadır. Yazları sıcak ve kurak, İlkbahar ve kış aylarında bol yağışlı geçmektedir.
Kuzeyinde Canik dağları uzantısı bulunup bu dağların yüksek kesimlerinde otlakıyerler ve büyük yaylalar mevcuttur. İlçenin en yüksek yerleri Çamlıkaya köyü hudutlarındaki Erdem Kırı (2183 metre) , Çal Dağı, Dönek Dağı, Dumanlı Dağları ile Hacıbaba ile Bayramaltı Yaylarıdır. İlçemizde Zinav ve Göllüköy gölü adında iki adet göl bulunmaktadır. Zinav gölü 348.514 m2 alana sahip, etrafı ormanla çevrili, dinlenme ve mesire yeri olarak kullanılmaktadır. Göllüköy gölü ise daha küçük bir göl olup 147.486 m2 alana sahiptir.
İlçenin en önemli akarsu kaynağı Kelkit çayı ve Tozanlı bölgesinden geçmekte olan Yeşilırmağın ana kaynağı Tozanlı çayıdır.
EKONOMİK YAPI
İlçemizde 457 basit usul, 296 gerçek usul, 57 kurumlar, 11 kooperatif, 375 gayrimenkul, 4504 MTV olmak üzere toplam 5682 adet vergi mükellefi olup, Malmüdürlüğünce 31.03.2012 tarihi itibari ile 4.341,647,39 TL vergi ve diğer gelirler tahsil edilmiş ve bütçe giderleri olarak 22.769.225,72 TL harcama yapılmıştır. Malmüdürlüğü tarafından 601 kamu görevlisinin maaş işlemleri yerine getirilmektedir.
Ayrıca 2022 sayılı kanun kapsamında 31.03.2012 tarihi itibari ile 42 vatandaşımıza yaşlılık ve 17 vatandaşımıza özürlü aylığı bağlanmıştır.
İlçede tek Ziraat Bankası hizmet vermekte iken 27.06.2011 tarihinde Halk Bankası Reşadiye Şubesinin açılması ile iki adet banka şubesi hizmet vermektedir.
İDARİ YAPI
Reşadiye İlçesi 1906 yılında Sivas Valisi Reşit Akif Paşa 'nın talimatı ile Sultan Mehmet Reşat adına ithafen Reşadiye adı ile kurulmuştur. Sivas vilayetine bağlı ilçe Cumhuriyetten sonraki idari taksimatta Tokat vilayetine bağlanmıştır.
Reşadiye İlçesine bağlı merkez belediyesi ve 13 belde belediyesi olmak üzere 14 belediye, 65 köy, 61 mahalle ve 77 mezrası vardır.
İLÇE TARİHİ
Sulusaray (Sebastopolis) Tokat il merkezine 69 km, Artova İlçe merkezine 30 km, Yeşilyurt İlçe merkezine 11 km. uzaklıkta, 20 Mayıs 1990 tarihinde Yeni İlçe olmuş yerleşim yeridir. İlçe etrafı dağlarla çevrili bir ova üzerinde, Çekerek ırmağı kenarındadır.
Antik Sebastopolis kentinin kuruluşu henüz kesin olarak bilinmemektedir. Bazı kaynaklarda M.Ö.1. yüzyılda kurulmuş olduğu kayıt edilmektedir. Roma İmparatoru Trajan zamanında (M.S. 98-117) Pontus Galaticus'la, Polemoniacus eyaletlerinden ayrılarak Capadokia eyaletine dahil edilmiştir. Bu konudaki kitabe Capadokia Valisi Arrian adına şehrin ileri gelenleri ve halkı tarafından dikilmiştir.
Sebastopolis kelime olarak Yunancadır. Sebasto;büyük,azametli; polis; şehir anlamında olup, Büyük azametli şehir demektir.Bazı kaynaklarda Heraclepolis olarak geçmektedir ki bu konuda şehrin kuzeyindeki Çekerek Irmağı üzerinde kurulu köprüde bir kitabe yer almakta olduğu belirtilmektedir. Heraclepolis, Herakles şehri anlamına gelmektedir. Heracles Yunan ve Roma mitolojisinde gücü kuvveti simgeleyen yarı tanrı bir varlıktır. Bu anlamı ile Sebastopolis ile aynı manayı ifade eder.
COĞRAFİ YAPI
Sulusaray ilçesi Orta Karadeniz Bölgesi içerisinde bulunan Tokat Vilayetine bağlı bir ilçedir. Doğusunda Yeşilyurt ilçesi - Batısında Yozgat ili Kadı şehri ilçesi- Güneyinde Sivas ili Yıldızeli ilçesi - Kuzeyinde Artova ilçesi toprakları ile sınır komşudur. İlçemiz Sulusaray ekvator olarak 40 derece enlem 36 derece boylam paralellerindedir. Nüfusu 2012 genel nüfus sayımına göre 3.374'dür. Tokat il merkezine uzaklığı 69 km. dir. En yakın ilçe Yeşilyurt ilçesi olup, uzaklığı ise 11 km.dir.
EKONOMİK YAPI
İlçemizin ekonomik olarak geçim kaynağı tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Genel olarak büyükbaş hayvancılığın yağıldığı ilçemizde az da olsa küçükbaş hayvancılığı da yapılmaktadır. Tarımda ise genel olarak pancar ve fiğ ekimi yapılmaktadır. İlçemizde en yaygın yapılan pancar ekimidir. İlçemizde yaşayan insanların gelir düzeyi çoğunlukla dar kesimli kişilerden oluşmaktadır.
İDARİ YAPI
İlçeye bağlı bir kasaba ve l4 köy bulunmaktadır. İlçe, kasaba ve köylerin genel olarak yerleşim durumu iyidir. Toplu haldedirler. Mezra ve oba bağlılığı yoktur.
İLÇE TARİHİ
Turhal'ın günümüze kadar yazılmış bir tarihi bulunmadığı için, hangi tarihte, kimler tarafından kurulduğu kesin olarak bilinmemektedir. Bugüne kadar yapılan Araştırmalarda adı KAŞEN-KURAŞAR-KASİURA-GAYGURA-TURNALİT olarak geçmektedir.
Turhal kalesinde bulunduğu söylenen iki kitabenin Sümer yazısı ile yazılmış olması, Turhal'ın tarihçesinin Sümerlilere kadar uzandığını göstermektedir. Sümerlilerin M.Ö 3000'li yıllarda yaşadıkları düşünülürse Turhal'ın kuruluş tarihinin günümüzden yaklaşık 5000 yıl öncesine dayandığı anlaşılmaktadır. Pers soylularından Ariaretes, Gaziura'yı (Turhal) başkent yapmıştır.
Mütareke ve Milli Mücadele yıllarında Turhal Mustafa Kemal Paşa önderliğinde tüm varlığını ortaya koymuş, kurtuluş savaşı sırasında yüzlerce şehit vermiştir.
Milli Mücadelenin en önemli adımı olan Samsun'dan Havza ve Amasya'ya oradan da Sivas'a geçen Mustafa Kemal Paşa'nın güzergâhında Turhal vardır.
Turhal, Osmanlı idari yapısında üç yüz haneli bir bucak merkezi iken 1892 yılında Belediye teşkilatı kurulmuş ve 01.09.1944 yılına kadar Tokat'a bağlı bir bucak olarak idari yapıda yer almıştır. Bu tarihten itibaren ilçeye dönüştürülen Turhal 1934 yılında Şeker Fabrikasının açılmasıyla ekonomik ve sosyal açıdan hızla gelişmeye başlamıştır.
COĞRAFİ YAPI
Turhal İlçesi 40 derece 18 dakika enleminin ve 36 derece 06 dakika boylamının kesiştiği yerdedir.İlçenin yüzölçümü 911 km karedir.İlçe merkezi 493 rakımdadır.İlçenin kuzeyinde Amasya İli ve Erbaa İlçesi, güneyinde Pazar İlçesi, batısında Zile İlçesi, doğusunda Tokat İli yer almaktadır.Turhal İlçesi bağlı olarak 6 kasaba, 47 köy ile Tokat İlinin en büyük ilçesidir.
İlçenin köylerinden 27 adedi dağlık ve kırsal, 20 adedi ise ova yerleşim alaanlarındadır.Türkiye'nin en büyük ırmaklarından birisi olan Yeşilırmak, Turhal şehir merkezinin ortasından geçip ikiye bölmektedir.İlçede mevcut ormanlık ve fundalık alanların toplamı 40.386 hektar tarım alanlarının toplamı 35.380 hektar, çayır ve meraların toplamı 8.908 hektar, tarım dışı arazilerin toplamı 6.246 hektardır.İlçenin en büyük su kaynağı Yeşilırmak olarak görülmektedir.Köse dağından çıka Yeşilırmak 365 kmde Almus barajına ulaşır.Baraj çıkışından itibaren Tokat ve Kazova'ya girer.Buradan Turhal Ovası'nı geçerek Dazya ve Kuruçay derelerini alır.Amasya İli'nde Çekerek çayı ile birleşerek devam eder.
Turhal İlçesi Orta Karadeniz Bölgesi ile İç Anadolu Bölgesi arasında geçit konumdadır.Bu nedenle nispeten ılıman bir iklimin tesiri altındadır.Ortalama yıllık ısı kışın -3 ve 5 derece, yazın ise 13-35 derece arasında değişmektedir.
EKONOMİK YAPI
A) Tarım:
İlçemizde tarıma elverişli alanların %59'u kıraç, %41'i sulanabilir durumdadır. Sulanan arazilerin %80'i Yeşilırmak'tan su alan sağ ve sol sahil su kanallarından temin edilen sularla, sulanmaktadır. Geriye kalan %20'i ise yöresel kaynaklarla sulanmaktadır.
İlçemizde yetiştirilebilen tarım ürünleri içerisinde hububat ön plandadır. Bunun yanında sofralık domates, şeker pancarı, yağlık ayçiçeği, yem bitkileri ( fiğ, yonca, slajlık mısır) ve her çeşit meyve ve sebze yetiştirilmektedir.
B) Hayvancılık:
İlçemizin en önemli geçim kaynaklarından biriside hayvancılıktır. İlçemizdeki büyükbaş hayvan sayısı 55.000, küçükbaş hayvan sayısı 35.000 olup, toplam 90.000 hayvan varlığımız mevcuttur. İlçemizde ayrıca haftada bir hayvan pazarı kurularak ilçe dışına canlı hayvan satışı yapılmaktadır. Hayvansal ürünler arasında et, süt, tereyağı, peynir, çökelek ve yün önemli bir yer tutmaktadır. Ayrıca yumurta satışı da yapılmaktadır.
C) Sanayi ve Ticaret:
İlçemizde Sanayi ve Ticaret Bakanlığına bağlı Turhal Şeker Fabrikası, S.S. Pancar Ekicileri Kooperatifi bulunmakta olup, Özel sektöre ait ise 76 iş yeri mevcuttur.
İlçemizde halen faal olan 2 adet S.S. Küçük sanayi sitesi, 1 adet Organize Sanayi Bölgesi bulunmaktadır. İlçemiz ekonomisine canlılık getirecek olan Turhal OSB için gerekli olan prosedür tamamlanmıştır. 594,230 m² olan arsanın proje ve mühendislik hizmetlerinin 2. aşaması bitmiş ve arsa tahsislerine başlanmış olup, 23 firmaya arsa tahsis edilmiş olup, 1 firma üretimde.3 firma üretime ara vermiş olup, 2 firmaya arsa tahsis edilmiş olup proje aşaması devam etmektedir.
İDARİ YAPI
İlçemizde 6 belde ile birlikte 47 köy 22 adet mezra bulunmaktadır.İlçe merkezinde 30 mahalle mevcuttur.İlçe merkezinde meskenler genelde betonarme, köyler ise ahşap ve betonarme yapılardan oluşmaktadır.Söz konusu yerleşim alanları genel olarak, toplu yerleşim durumunda olup, dağınık değildir.
RAKAMLARLA YEŞİLYURT
Kuruluş Yılı :1988
Rakım :1050 m
Yüzölçümü :24 km2
İl Merkezine Uzaklığı :25 km
Toplam Nüfus :9.133
Belediye Sayısı :3
Köy Sayısı :16
İLÇE TARİHİ
İlçemizin coğrafi konumu; Tarihi merkezlere yakınlığı, tarih ve ören yerlerinin varlığı Roma, Danışment gibi uygarlığa sahne olduğunu göstermektedir.
İlçemizin temelini 'Musaköy' oluşturmaktadır. 13 hane tarafından kurulan İlçemiz; 1864 Kafkas göçmenleri, 1877 - 1878 Osmanlı Rus harbi nedeni ile Kars-Erzurum, Bayburt ve Artvin yöresinden gelen göçmenlerin iskanları ile hane sayısının 80'eulaştığı, 15.02.1932 tarihinde Sivas Samsun TCDD Yollarının faaliyete geçmesi, istasyon binasının yapımı ile yük indirme bindirme merkezi olması dolayısıyla, çevrede yapılaşmanın başlaması ile nüfusun hızla artığı görülür. 1949-1950 Eğitim-Öğretim döneminde 2 sınıflı İlkokulun açılmasıyla ismi bu tarihten itibaren 'Arabacı Musaköy' olarak anılmaya başlayan ilçemiz, 1972 yılında belde olarak faaliyetine devam etmiştir.
İlçemizi 1982 yılında ziyaret eden dönemim Köy İşleri Bakına Münir GÜNEY'in Kasabamızın isminin Yeşilyurt olarak değiştirilmesini teklif etmesi sonucu İlçemizin ismi bu tarihten itibaren Yeşilyurt olarak değiştirilerek bu şekilde anılmaya başlamıştır.
1984 -1986 yılları arasında Afgan göçmenleri için yapılan konutların bitirilmesi üzerine bu konutlara yerleştirilen 114 hane (Yaklaşık 500 kişi) Türkmen göçmenlerinin iskanı ile nüfusun hızla yükselişi ilçe siyasilerini harekete geçirerek yapılan girişimler neticesi, Kasabamız 4 Temmuz 1987 tarihinde İlçe olarak ilan edilmiş ve ilçemiz 12.08.1988 tarihinde resmen faaliyetine başlamıştır.
COĞRAFİ YAPI
Anadolu Bölgesine çok yakın bulunduğundan, karadeniz iklimi ile karasal iklim arası geçiş iklimi görülür. Yazlar sıcak kışlar ise karadeniz bölgesine göre soğuk geçmektedir. En sıcak aylar yaz aylarıdır. Ortalama sıcaklık 17 derece ile 19 derece arasında değişmektedir. Kış mevsimi ise sıcaklık ortalaması 0 derecenin altındadır. İlçemiz 24.876 Hektar alan üzerine kurulmuş ve rakımı 1050 m olup, 4 derece 04 dakika kuzey Enlemi ile 36 derece 26 dakika doğu Boylamları arasındadır. Bitki örtüsü yaz aylarında görülen kurak ile yükseklik karakterize eder. Alüvyal topraklar tabii bitki türlerinin hepsine uygundur. Ormanlık alanlar meşe, sarıçam ve çınar gibi bitkilerdir.
EKONOMİK YAPI
Ekonomik hayatın tarihi; ilçemizin coğrafi yapısının tarımsal ve hayvansal üretime uygun olması dolayısıyla, bu yönde gelişme göstermiş olup, bunun dışında küçük çapta ticaretle uğraşan yaklaşık 458 civarında esnaf bulunmaktadır. Büyük çapta sanayi kuruluşu bulunmamakta olup, İlçe merkezinde bir adet Banka (Ziraat Bankası) bir adet Tarım Kredi Kooperatifi ve bir adet Esnaf Kefalet Kooperatifi bulunmaktadır. Fuar, sergi ve panayır gibi faaliyetlere yönelik her hangi bir çalışma mevcut değildir.
En önemli akarsuyumuz Yeşil Irmağın bir kolu olan çekerek ırmağı olup, çamlıbel dağlarından doğmaktadır. Sulu tarım (Şeker Pancarı, Patates ve baklagiller) bu bölge çevresinde yapılmaktadır.Sürekli akış gösteren bir diğer akarsuyumuzda Özdere dir. Güneyden den kuzeye doğru akarak Çekerek Irmağına karışmaktadır.
İDARİ YAPI
1987 Yılına kadar Artova İlçesine bağlı Kasaba iken, 04.07.1987 gün ve 19507 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 3392 Sayılı Kanunla İlçe olmuş ve 12.08.1988 de İlk Kaymakamı göreve başlamıştır. İlçe Merkezine bağlı 2 Kasaba 16 Köy 1 mezra mevcuttur.Kasaba ve Köylerimiz İlçemizin Doğu, Batı, Güney ve Kuzey bölgelerinde yer almakta olup, İlçeye uzaklıkları yaklaşık 5 ile 15 Km arasındadır.
RAKAMLARLA ZİLE
Kuruluş Yılı :1872
Rakım :710 m
Yüzölçümü :1512 km2
İl Merkezine Uzaklığı:70 km
Toplam Nüfus :55.131
Belediye Sayısı :1
Köy Sayısı:114
İLÇE TARİHİ
MÖ. 50 yıllarında yaşayan ve coğrafyanın piri sayılan Amasyalı STRABON; bu şehrin Ninova Melikesi SEMİRAMİS tarafından MÖ.1600 yıllarında kurulduğunu kaydeder. Bu tarihi kayda göre Zile'nin 3600 yıllık bir geçmişi bulunmaktadır. 3600 yıllık uzun geçmişi içinde; Hitit, Frig, Pers, Pontus, Roma ve Bizans kültürlerinin tesiri altında kalan Zile'de bugün çeşitli devirlere ait olmak üzere Hititlere, Selçuklulara, Friglere, Perslere, Romalılara, İlhanlılara, Danişmentlilere, Ertanlılara ve Osmanlılara ait tarihi eserleri görmek mümkündür.
Roma hâkimiyetine karşı ayaklanan Pontus Kralı MİHRİDATE VII'nin ölümü üzerine yerine geçen oğlu II. PHARNEKE ile Roma diktatörlerinden JUL SEZAR (Yulius Cesar) arasında Zile'de tarihi bir savaş yapılmıştır. Sonuçta, II. PHARNAKE'yi yenilgiye uğratan SEZAR, zaferin sevincini Zile'den Roma'ya yazdığı kısa ama anlamı büyük olan mektupla bildirmiş ve mektubundaki 'VENİ-VİDİ-VİCİ' 'GELDİM-GÖRDÜM-YENDİM' sözlerini bir taşa yazdırmıştır.
Zile, 1397'de Yıldırım Beyazıt tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır.
COĞRAFİ YAPI
Tokat ilinin 70 km batısında yer alan Zile ilçesinin Doğusunda Turhal ilçesi, Güneyinde Artova ilçesi ve Yozgat iline bağlı Kadışehri ilçesi, Batısında Yozgat ilinin Çekerek ilçesi ve Amasya'nın Göynücek ilçesi, Kuzeyinde ise Amasya ili bulunmaktadır.
Yüzölçümü 1.512 km2 olan ilçenin denizden yüksekliği 710 metredir.
EKONOMİK YAPI
Halkımız genelde tarım ve hayvancılıkla uğraşmaktadır. Vatandaşlarımız arasında az da olsa ticaret ve sanayi alanında hizmet verenler de bulunmaktadır.
İstanbul, Ankara, Kayseri, Samsun ve Çorum İlleri ile ticaretini yapan Zile İlçesinin yurt dışında çalışan işçi sayısı azdır.
İDARİ YAPI
İlçemizde 114 Köy, İlçe Merkezinde 20 Mahalle mevcuttur.
KÜLTÜR VE TURİZM
Anadolu'nun en eski yerleşim yerlerinden birisidir. 7000 yıllık tarihi geçmişi içinde; Hitit, Frig, Pers, Pontus, Roma ve Bizans kültürlerinin tesiri altında kalan Zile'de bugün çeşitli devirlere ait olmak üzere Hititlere, Selçuklulara, Friglere, Perslere, Romalılara, İlhanlılara, Danişmentlilere, Ertanlılara ve Osmanlılara ait tarihi eserleri görmek mümkündür. Zile ismi tarih boyunca Zela, Zelitis, Zelid, Anzila, Gırgıriye (Karkariye), Zeyli, Silas olarak değişikliklere uğramıştır.
M.Ö. 47 yılında ünlü Roma İmparatoru Jül Sezar ile Pontus Kralı II. PHARNAKE "Farnas" arasında yapılan Altıağaç "Zela Savaşı" da söylediği ve Roma'ya gönderdiği "VENİ-VİDİ-VİCİ" yani "GELDİM-GÖRDÜM-YENDİM" tarihin en kısa ve veciz mektubu hala dünyada slogan olarak kullanılmaktadır.
1872 yılında kaza merkezi, 1923 mülki ve idari taksimatında Tokat iline bağlı ilçe statüsüne kavuşan Zİle, 1855 ve 1922 yılında iki büyük yangın geçirmiştir. Düz bir ova üzerinde kurulmuş olan Zile'nin hemen önünde Yeşilırmak'ın bir kolu olan Hotan Deresi geçmektedir.
Zile, yetiştirzdiği şair, yazar, ressam ve sanatçılarıyla birlikte, Her yıl ekim ayının son haftasında başlayan Asırlık Zile Panayırı ile Anadolu'nun en eski panayır organizasyonu özelliğine sahip olup Zile'yi bir ticaret merkezi haline getirmiştir. Sivil mimarlık örneği ve sokak dokusu bozulmamış yaklaşık 3600 adet tarihi evin bulunması ile da adeta bir açık hava müzesi görünümündedir.
ZİLE KALESİ
Zile ilçe merkezinde yer alan Zile Kalesi antik çağlarda kurulmuş, bir höyüğün üzerine inşa edilmiş akropol özelliğine sahip, Roma Kalesidir. İlçe merkezinin tam ortasında bulunması nedeniyle şehrin her yerinden görülebilmektedir. Kale içerisinde işlevini yitirmiş saat kulesi ile diğer kalıntıları görebilmek mümkündür. Ayrıca kalenin su sarnıcı belediye tarafından açılarak orijinal durumuna getirilmiştir. Kalenin kuzey-doğusundaki kayalıklara oyulmuş Roma Dönemine ait küçük bir tiyatro da yer almaktadır. Ünlü Kumandan J. Sezar'ın yaptığı savaş sonucunda söylediği ve "Veni Vidi Vici" (Geldim Gördüm Yendim) sözünün Zile Kalesinde söylendiği rivayet edilmektedir.
M.Ö. 47'de Zile önlerinde yapılan üçüncü savaşı kazanan İmparator Jül Sezar, bu sevincini "Veni-Vidi-Vici" yani "Geldim- Gördüm-Yendim" sözleriyle Roma'ya müjdelemiştir.
ZİLE MAŞATHÖYÜK
Zile ilçesi Yalın yazı köyünde yer alan Maşathöyük Ören yerinde 1973-1984 yılları arasında yapılan kazılar sonucunda, Tokat tarihine ışık tutabilecek çok önemli eserler ortaya çıkarılmıştır. Bu eserlerin en önemlisi de Hitit çivi yazısı ile yazılmış tabletlerdir. Kazılar sonucu ortaya çıkarılan bu eserler Tokat Müzesinde teşhir edilmektedir. Maşat Höyük'de M.Ö. 3000 de eski Tunç Çağı M.Ö. 2000 de Hitit Çağı M.Ö. 1000 de Frig (Demir) Çağı yaşayan 3 dönem mevcuttur. Maşat Höyükte Boğazköy Hattuşaş Hitit İmparatorluğuna bağlı bir Uç Beyinin Sarayı bulunmuştur.
Ayrıca şehrin taşla döşenmiş oldukça geniş caddeleri ortaya çıkartılmıştır. Kazılar sonucu ortaya çıkartılan en önemli eserler bu sarayda kullanılan malzemelerdir. Pişmiş topraktan yapılan kaplar, ritonlar (Dini kaplar), çeşitli mühürler bulunmaktadır.
ZİLE ULU CAMİ-NASUH PAŞA CAMİİ
Şehrin merkezindeki meydanda yer alan yapının kuzey cephesindeki yazıtta, ilk yapının II. GIyaseddin Keyhüsrev zamanında Mehmet Zaluli Bin Ebu Ali tarafından 1267 yılında inşa ettirildiğini göstermektedir. Caminin en önemli özelliklerinden birisi armudi külah şeklinde kesme taştan yapılan minaresidir.
1591'de yenileme çalışması gören cami, bir dönem bu çalışmayı yaptıran Nasuh Paşa'nın adıyla anılmıştır. 1904'de büyük oranda yıkılınca dönemin Zile Kaymakamı Süleyman Necmi ve halkın çabalarıyla Neo-Klasik tarzda yeniden yaptırılmıştır. Kesme taş malzemeli yapının ana mekanı dikdörtgendir. On altı penceresi bulunan sekizgen kasnağın taşıdığı kubbesi kurşun kaplıdır. Caminin taç kapısı, Zile'deki anıtsal örneklerin en önemlilerindendir.
ZİLE ELBAŞOĞLU CAMİİ
Zile'de Taş Köprü Camisi olarak da anılan cami 1801 yılında İlbaşoğlu Ahmet Efendi tarafından yaptırılmıştır. Cami kesme taştan yapılmış olup caminin iç kısımlarında geleneksel Zile mimarisini ve sanat tarihini yansıtan ahşap sütunlar ve kök boyadan yapılmış desen ve hat örnekleri bulunmaktadır. Döneminin en güzel sanatsal örneklerinden biridir.
BEYAZIT BESTAMİ CAMİİ
Ali Kadı Mahallesinde bulunan caminin 1206 ve 1305 tarihli iki ayrı yazıtı bulunmaktadır. Cami, Beyazıt Bestami soyundan gelenler tarafından yaptırılmıştır. Nitekim caminin içerisinde bulunan türbede Beyazıt Bestami'nin torunları gömülüdür.
Cami dikdörtgen planlıdır. İbadet mekanı oldukça yüksek bir tavanla örtülmüştür. Yanındaki minare taş kaide üzerine tek şerefeli, kısa boylu ve yuvarlak gövdelidir. XIX. yüzyılda yapılmış ahşap minarelerin özelliklerini taşımaktadır.
ŞEYH NUSREDDİN TÜRBESİ
Fuad Köprülü'nün İlk Mutasavvıflar adlı eserinde belirttiği Horasan'dan gelen Hoca Ahmed Yesevi'nin öğrencilerinden Şeyh Nusrettin ve müritleri Zile'nin bugün Şeyh Nusrettin köyünün bulunduğu yere yerleşmişlerdir. Türbe içerisinde bulunan Zileli Nakkaş Emin'in kök boya bezemeleri ve resimleri orijinalliğini koruyarak bugüne kadar gelmiştir.
ZİLE PEKMEZİ-KÖME
Zile bölgesinde yetişen kırk dört çeşit üzüm türünden en yaygın olan "Narince" türü üzümlerden yapılan Zİle pekmezi, bölgede "çalma" adıyla bilinen türdendir. Ayrıca pestil, köme, tatlı tarhana da önemli ölçüde üretilerek büyük bir beğeni ile tüketilmektedir.
ZİLE LEBLEBİSİ
Zile leblebisi de bölgede yıllardır üretilmekte olup, çifte kavrulmuş olanı ve kırık leblebisi ( lalek gözü) çok meşhurdur.
EL SANATLARI
Zile'de kale yolu üzerinde, musalla arastasında, uzun çarşıda, mahalle aralarında çeşitli otantik el sanatları ustalarına rastlamanız mümkündür. Bunların başlıcaları, çarıkçı, semerci, saraç, mazman, bıçakçı, leblebici, semaverci, yaba ustası, Tokat Kebabı ocağı ustaları, nalbant, demirci, el sanatları dükkanlarını gezerken kendinizi 1950'li yılların Türkiye'sinde hissedeceksiniz.
İLETİŞİM
Kaymakamlık 0 356 317 10 03
Terminal 0 356 317 75 98
Öğretmen Evi 0 356 317 10 88
Büyük Zile Oteli 0 356 317 50 86